Kitaplar
TÜRK-AMERİKAN İLİŞKİLERİ 1919-1997
YAKIN TARİHTE TÜRK-AMERİKAN İLİŞKİLERİ…
Siyasî tarih alanında Türk akademi dünyasına emekleriyle damga vurmuş isimlerin başında gelen Prof. Dr. Fahir Armaoğlu, bu eserinde Türk-Amerikan ilişkilerini özgün belgeler ışığında ele alıyor.
Tarihten bu yana ikili ilişkilerin dinamiklerini belirlemiş olan Sèvres, Lozan, Ermeni sorunu, Kıbrıs meselesi gibi temel konuların yanı sıra, Atatürk-Roosevelt arasındaki yazışmalar, diplomatik anekdotlar, Harbord Misyonu, 27 Mayıs olayı, Ortadoğu ilişkileri gibi daha az bilinen ve tarihin raflarına kalkmış olguların da yer aldığı bu eserin en çarpıcı yanı, Prof. Dr. Fahir Armaoğlu’nun Türkiye-ABD ilişkileri hakkında ileriye dönük öngörüler sunabilmiş olmasıdır. Türk-Amerikan İlişkileri 1919-1997, dikkatle okunduğunda bugün hâlâ büyük ölçüde geçerli olan tespitlerin varlığı ve geleceğe dair yorumlama gücü kazandıran meseleleriyle son derece önemli bir başvuru kaynağı.
TÜRK SİYASİ TARİHİ
EN KRİTİK MESELELERİYLE TÜRK SİYASİ TARİHİ…
Türkiye’de siyasi tarih çalışmaları dendiğinde akla gelen ilk isimlerden biri, sahasının duayeni olan Prof. Dr. Fahir Armaoğlu. Onun engin bilgilerinin ve tecrübelerinin ışığında ortaya çıkmış akademik çalışmalarından derlenen Türk Siyasi Tarihi, imparatorluk mirasından Kıbrıs meselesine dek tarihimizin en kritik meselelerini yeniden gündeme taşıyor…
Prof. Dr. Fahir Armaoğlu kitabın ilk bölümünde imparatorluk mirasını değerlendirerek çok uluslu Osmanlı İmparatorluğu’nu yorumluyor ve hemen ardından ikinci bölümde Milli Mücadele yıllarını ele alıyor. İstanbul’un İşgali ve Oniki Ada Meselesi gibi hâlâ önemini koruyan konular, belgeler ışığında okuyucuya sunuluyor.
FİLİSTİN MESELESİ VE ARAP-İSRAİL SAVAŞLARI (1948-1988)…
PAYLAŞILMAYAN TOPRAKLARIN YAKIN TARİHİ
“Tarihin hiçbir döneminde ve dünya coğrafyasının hiçbir yerinde, Yahudi ve Filistin halkları gibi birer avuç insan, Filistin gibi avuç içi kadar bir toprağın, bu denli uzun ve sert mücadelesini yapmamıştır. Filistin üzerindeki Arap-Yahudi mücadelesi, modern çağın en uzun kavgasını teşkil etmektedir.
Diğer taraftan, 20. yüzyılda hiçbir mesele veya anlaşmazlık, Filistin meselesi kadar ağırlıklı olarak, milletlerarası politikanın bir mihveri, bir ekseni haline gelmemiştir. Son 40 yılda dünya politikasının en sıcak bölgesi Orta Doğu olmuştur. Milletlerarası politikaya bu kadar uzun süre ve bu kadar yoğun bir şekilde tesir eden başka bir mesele gösterilemez.”
20. YÜZYIL SİYASİ TARİHİ
TÜM YÖNLERİYLE 20. YÜZYILIN TARİHİ…
Günümüz dünyasını milletlerarası münasebetlerin yapısını ve niteliğini oluşturan gelişmelerin başlangıcı, 1914-18 arasında cereyan etmiş olan Birinci Dünya Savaşı’nın sonuçlarına kadar gitmektedir. Fakat Birinci Dünya Savaşı da durup dururken patlak vermiş olan bir milletlerarası buhran değildir. Bu savaş, 1789-1815 arasında Avrupa’yı alt üst etmiş olan ve bundan da daha mühim olarak insanın siyasal yaşayışında tesirlerini günümüze kadar sürdüren çeşitli siyasal fikir akımlarını ortaya çıkarmış bulunan Fransız İhtilâli’nden sonra kendisini gösteren gelişmelerin bir sonucu olmuştur. Yani, Birinci Dünya Savaşı’nın kökleri, 1815-1914 arasının siyasal ve diplomatik gelişmelerinde yatmaktadır.”
TÜRK DIŞ POLİTİKASI TARİHİ
TÜRK DIŞ POLİTİKASI’NDA EN HASSAS MESELELER…
Günümüz dünyasını milletlerarası münasebetlerin yapısını ve niteliğini oluşturan gelişmelerin başlangıcı, 1914-18 arasında cereyan etmiş olan Birinci Dünya Savaşı’nın sonuçlarına kadar gitmektedir. Fakat Birinci Dünya Savaşı da durup dururken patlak vermiş olan bir milletlerarası buhran değildir. Bu savaş, 1789-1815 arasında Avrupa’yı alt üst etmiş olan ve bundan da daha mühim olarak insanın siyasal yaşayışında tesirlerini günümüze kadar sürdüren çeşitli siyasal fikir akımlarını ortaya çıkarmış bulunan Fransız İhtilâli’nden sonra kendisini gösteren gelişmelerin bir sonucu olmuştur. Yani, Birinci Dünya Savaşı’nın kökleri, 1815-1914 arasının siyasal ve diplomatik gelişmelerinde yatmaktadır.”
19. YÜZYIL SİYASİ TARİHİ
19. YÜZYIL SİYASİ TARİHİNE DERİNLEMESİNE BİR BAKIŞ…
“Fransız İhtilali’nin doğurduğu sonuçlar, insanlığın siyasal tarihi bakımından bir dönüm noktası teşkil eder. Çünkü Fransız İhtilali, ne Rönesans’ın ne de Reformasyon’un hedef almadığı bir alanda patlak vermiş ve doğrudan doğruya siyasal düzene hücum ederek, onu yıkarak, siyasal düzenin ve siyasal müesseselerin yepyeni bir anlayışını ortaya koymuştur. Bu yeni anlayış, 21. yüzyıla girmeye hazırlandığımız günümüzde de siyasal kavram ve müesseselerin de temelini teşkil etmektedir.”
Kitapları edinmek için iletişim: http://www.kronikkitap.com/iletisim